fbpx

Çocukluğunu özlüyor insan

Çocukluğunu özlüyor insan

Her bayram aynı duygu; yine döndüm çocukluğuma…

Halbuki ne çok isterdim bir an önce büyümeyi…

Şimdi anlıyorum hayat aslında çocukken gerçekmiş…

Çocukluk yılları bayramın en güzel olduğu yıllarmış meğer…

Çocukluğunu özlüyor insan

Annem babam daha melek değil o zamanlar, hayattalar…

Eş, dost, akraba, komşu ziyaretleri…

Günler önce atılan tebrik kartları, kalabalık postaneler…

Kolalı mendiller, doldurulan kolonyalar, el öpmeler…

Boş gönderilmeyen komşu tabakları…

Bayram demek yeni kıyafetler demekti, yeni pabuçlar…

Kırmızı pabuçlar…

Arife gecesi yeni alınan kırmızı pabuçları yastığının kenarına bırakıp onlara bakarak uyumaya çalışmak…

Sabahı edememek…

Erkenden kalkıp giyilen bayramlıklar…

Ailece bayramlaşmalar… Rengarenk sofralar… Şekerler, bozuk paralar…

Ütülü elbiseler, uyumlu çoraplar…

Seyyar salıncaklar… Sokaklarda çatapat, kızkaçıran sesleri…

Çocukluğunu özlemez mi insan…

Çok titiz bir çocuktum. Ailenin üzerine titrediği, evin tek kızı olunca tabi o kırmızı pabuçlar daha bir anlam kazanırdı.

Ayakkabılarımı eskitmemek için Çeşme’nin o taşlı yollarında yürüdüğüm günü asla unutamam… Öyle ki, komşular yolda vals yaptığımı düşünmüşlerdi.

Akşam eve dönünce tatlı bir yorgunluk…

Kıyafetler asılıyor, kırmızı pabuçlar kutuya…

Her yıl böyle geçiyor bayramlar, heyecanlı, neşeli…

Sonra bir gün geliyor; o kırmızı pabuçlar ayaklara sığmıyor…

Çocukluğunu özlüyor insan Dirayetli olmaya çalışıyorsun ama gözlerin nemleniyor…

Bu sefer kırmızıyı dudaklarına, tırnaklarına sürüyorsun…

Ama hiçbiri o kırmızı pabuçların yerini tutmuyor…

Hani küçükken çok isterdin ya; evet, büyüyorsun…

Yıllar geçmiş, yorulmuşsun…

Konuşmalarda “Bayramların eski tadı yok artık…” klişeleri…

Özlemez mi insan çocukluğunu…

Orhan Veli’nin dediği gibi;

Küçüktüm, küçücüktüm,

Oltayı attım denize;

Bir üşüşüverdi balıklar,

Denizi gördüm.

Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı;

Kuyruğu ebemkuşağı renginde;

Bir salıverdim gökyüzüne;

Gökyüzünü gördüm.

Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım;

Para kazanmak gerekti;

Girdim insanların içine,

İnsanları gördüm.

Ne yârdan geçerim, ne serden;

Ne denizlerden, ne gökyüzünden ama…

Bırakmıyor son gördüğüm,

Bırakmıyor geçim derdi.

Oymuş, diyorum, zavallı şairin

Görüp göreceği.

Kucak dolusu sevgilerle…

İyi bayramlar…

İzmir Ticaret Odası
Sağlık Grubu Meslek Komitesi Üyesi

Çocukluğunu özlüyor insan yazısı Şafak SOL’un Kaleminden

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir