Yaşasın emekçi kadınlar!
Yaşasın emekçi kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü… Toplumun hemen her kesiminden özellikle cinsiyet eşitliği vurgusunun yapıldığı, mesaj üstüne mesajların havalarda uçuştuğu bir gün…
Tamam, güzel.
Yeterli mi?
Hayır!
‘8 Martlar’, farkındalık yaratmak açısından elbette önemli. Ancak bunun yılın tek bir gününe hapsedilmesi, mesajların sadece mesaj olarak kalması, uygulamaya geçememesi başlı başına kısır bir döngü.
Türkiye, 15 yaş ve üzeri 61 milyon nüfusa sahip. 32 milyonluk bir iş gücümüz var.
Tam 11 milyon 500 bin kadın ev içi sorumlulukları tek başına üstleniyor. Böylesine büyük bir rakamın iş hayatına dahil olamaması, bir iş kadını olarak söylüyorum; yazık!
Yaşasın emekçi kadınlar!
Ülkemizde kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 33,6. Bu rakam, dünyada seçme ve seçilme hakkını pek çok ülkeden önce kazanmış bir Cumhuriyetin kadını olarak beni hiç memnun etmiyor.
İş hayatında kadınların yaşadığı sorunları en derinden hissedebiliyorum.
Mesele şu; Kadınlar Günü, sadece bir farkındalık değil saygı günü olmalıdır.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığı, kadınların ötekileştirildiği bir ortamda saygıdan söz edemeyiz. Kutlamadan ziyade kadın mücadelesinin artırılması daha yerinde bir yaklaşım olur.
Ayakları üzerinde duran, ekonomik özgürlüğünü elde etmiş özgüven sahibi kadınların hedeflerine ulaşma noktasında başarısı yadsınamaz. Bunun reçetesi ise kadınların iş gücüne katılımını artırmaktan geçiyor.
Kadın erkek el ele verip toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine sahip çıkarsak Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmada önemli bir engeli aşmış oluruz.
Kadınların çalışma hayatında var olması toplumsal gelişmenin olmazsa olmazı… Kadınlar bu sayede kendi sosyo-ekonomik durumlarını, ailelerini ve çevrelerini gelişimini yükseltecek, bu gelişim ve dönüşüm sayesinde toplumda ilerlemenin öncüsü olacaktır.
Önemli bir konu daha…
Şu kadın işi, bu erkek işi diye bir şey yoktur! Yaşasın emekçi kadınlar
Kız çocuklarını belirli kalıplara yönlendiren önyargıları henüz aşamamış olmamız ne yazık ki toplumsal ayıbımız.
Kadınlar iş dünyasında bazı kalıplaşmış kategorilerin ötesine geçebilmeli.
2020 Türkiye’sinde ne kadın çalışanlar belirli iş kollarıyla sınırlandırılıyor.
Vizyonumuzu geniş tutmalı, özellikle gençlerimizi bu sıkışmışlığın içinden kurtarmalıyız.
Anne, kız kardeş, abla, yeğen, işçi, patron, ev hanımı… Tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.
Kadınlarımızın iş yaşamında daha fazla görünür kılındığı, kadın cinayetlerinin sıfıra indirgendiği, kız çocuklarının eğitim hakkının elinden alınmadığı bir ülke ve dünya diliyorum.
Yaşasın emekçi kadınlar!
ŞAFAK SOL